KULVAR DEĞİŞTİRME, Ali Doğan Aktar

5. März 2016 | Von | Kategorie: Anasayfa

al-ak
Yaşar Kaya; 49’lar (1959 yılı) ve 23’ler (1963 yılı) yargılanmaların da, bir çok belirlemede bulunuyor. “Tarihe not düşüyor”. Tarihe not düşmek önemlidir. Zira; toplumların gelecekleri, geçmiş tarihleri üzerinden inşa edilir. Tarihe not düşücüler, objektif ve yalın olmalıdır. Yaşar Kaya’ ya baktığımızda, bir çok kulvar değiştirdiğini görmekteyiz.

Mümtaz Kotan, ‘’Tarihin Karartılması Eylemi Üzerine. Somut Bir Örnek DDKO Devrimci Doğu Kültür Ocakları’’ ile ilgili şunları belirler:

İstanbul DDKO kurulduktan sonra da bir tehditle karşılaşmıştık. …Yaşar Kaya ve etrafına topladığı (…) ‘unsurlarla’ olmuştu. İstanbul DDKO lokaline gelerek, bir tartışma yaratıp bizim bölücülük yaptığımızı, proleteryanın gücünü böldüğümüzü, milliyetçi olduğumuzu söylemişti. Bize hiç destek vermedi, DDKO’ na da katılmadı. Kendisine o zaman lokalde bulunan rahmetli Edip Karahan gereken cevabı vermişti. Edip ağabeyin (…) adı bu kitapta da, başka yazımlarımızda da hep geçecek. Neyse,(…) Yaşar Abi’ nin bir adı da ‘Kastro Yaşar’ dı. Edip ağabey, o zamanlar TİP Eminönü ilçe Başkanıydı. Bir baskın da Deniz Gezmiş ve arkadaşlarından yemiş, onları lokalde kapatıp, binayı terk etmişti. O güm ‘Yaşar sen Kastro’sun ama, bu bize sökmez, (…)demişti. Hayat Yaşar Kaya’yı da bizim yanımıza, ‘Kürtçülüğe’ savurdu”.

KUKM’ nin temellerinin atıldığı süreçte, “Yaşar Abimizi” farklı bir kulvarda görmekteyiz. Olabilir, insanlar fikir özgürlüğüne sahiptir. Herkes aynı fikri, ütopyayı savunmak zorunda da değil, olmamalıdır da. 1969 – 1970’ler de, KUKM’nin diriliş tohumları ekiliyordu. Buna karşı çıkmak, neye delalet? ‘’Proletaryanın gücü’’ nü bölmek.. Bunu anlamak, anlamlandırmak mümkün değil.

Sonra, 1990’ li yıllarda, Yaşar Kaya’nın tekrar kulvar değiştirdiğine tanık oluyoruz. Daha öncede dedik ya, yaşamda fikri değişiklikler mümkün. Yine Yaşar Kaya’yı Kürt cenahında görüyoruz. ‘’Kürt Medyası’’ nın sahibi. ‘’Legal Kürt Partisi’’ nin başkanı. Ve sahibi olduğu gazetenin ‘’genel yayın yönetmeni’’ ile Güney Kürdistan’a seyahatler.. Ve verdiği demeçlerde de, daha önce çalıştığı Siemens firmasına serzenişlerde bulunuyor. Niye Güney Kürdistan’daki pazarda yoksunuz, ..vs’ler.

Ver elini Avrupa. Sürgünde Kürdistan Parlementosu Başkanlığı, Kürdistan Ulusal Kongresi Başkanlığı ve daha neler neler. Bir bakıyoruz yine kulvar değişiyor?… Ver elini “memlekete dönüş”. Bu kısa belirlemelerden sonra, ne demeye gelelim.

Daha önce de belirlediğimiz gibi, farklı düşünmek; bireyi, toplumu, geliştirir, dönüştürür. İnsan, her fikri dönüşüme uğradığın da, bunun gerekçelerini topluma açıklamak zorundadır. Bu, aynı zamanda erdemliliği gösterir. Her kulvar değişiminde, ne oldu da değiştiniz? Kendinizi sorumlu hissetmiyor musunuz?… Kürt Aydınlarını / Devrimcilerini, “proleteryanın gücünü” bölmekle suçlamak.. Oooh ne güzel!.. Sonra; ‘’Kürt Kulvarına geçiş’’.. Bu yol ayrımlarının, topluma açıklanması gerektiğini düşünüyorum. Örneğin; ‘’Sürgünde Kürdistan Parlementosu’’ ne için kuruldu, neden feshedildi. Parlemento asgari otonomi (eyalete)’ye tekabül eder. Ülkemizin statüsünde ileriye gidiş olmadığı gibi, somut şartları zaman/ mekan kavramı içinde analiz ettiğimizde, geriye gittiğini görüyoruz. Bunca kayıp, yıkım.. Eeee, kime ne diyeceğiz?

Sonra, geri dönüş. Gittiğiniz zaman, ülkemiz somutunda neler yaşanıyordu da gittiniz? Ne deyişti de geri geldiniz? Somuta indirgediğimizde, zaman /mekan kavramın da geriye dönüş ayan/ beyan. Daha da uzatılabilinir, ama gerek yok. Anlamak istersek, kanımca bu açılım yeterli.

Açıkçası, Yaşar Kaya’yı anlamasına anlayalım da, hangi kulvarda kategorize edelim? İnsanlar, felsefi olarak, ilkeleri ile his edilirler, var olurlar. O halde, insanların ilkelerinden vazgeçmeleri için: ya o ilkelerinin sistemle olan çelişkisinin ortadan kalkmış, çözümlenmiş olması gerekiyor; ya da insanın, kendi ilkelerinden vazgeçmiş olması gerek. O halde, ülkemiz somutunda geriye gidiş var.. Bu kulvar değişimi neye tekabül ediyor? DDKO’ların kuruluş aşamasındaki tavrı, ayan beyan. 1980-1990 ve hatta 2000’li yıllardaki duruşu ve hizmet ettiği çizgi açık? Hele hele, Kürdistanî düşünenler için, hayat bu kadar ucuz olmamalı. Yanlış sapmalar, duruşlar, vs… olabilir. Bunun özeleştirisi olmadan, ahkâm kesmek, ne denli ahlaki olabilir? Bu gün durduğu noktayı nasıl anlayacağız. Adına ne diyeceğiz? İnsan, zahmet edipte, yaşamında ne yaptığının muhasebesini yapar. Maalesef, bunlar bundan yoksun!.. “ Dünyanın kendilerinin etrafından döndüğünü düşünüyorlar“. Hiç ciddiyetleri yok. KUKM bugün, sömürgeci devletlerin iç sorunu olarak, yanlış algılar üzerine oturtulmuş / oturtuluyorsa, bu kişiliklerin tarihin akışı içindeki yanlış konumlanmalarındandır… Herkesin, hepimizin yanlış yapma şansı olduğu gibi, bunların da yanlış yapma şansları vardır. Yanlış yapanların, toplumlarına karşı, yanlışlarından ötürü özür dileme borçları vardır.. Gel gör ki, bunlarda böyle bir erdemlilik yok…“ Erdemli olmayanların, dava insanı olma gibi bir dertleri de yok“ diye düşünüyorum.

Ali Doğan Aktar

08.02.2016

Facebooktwitterredditpinterestlinkedinmail

Schreibe einen Kommentar