1973’lerde kurulan Polis Derneği POL-DER

11. Oktober 2015 | Von | Kategorie: Anasayfa, Araştırma

Kısa notlar…

Pol-Der, Program ve uygulama,

490-254Pol-Der’in program ve örgütlenmesi, ciddi biçimde üzerinde düşünülerek apılmıştır. Bütün meslek dallarında somut taleplerle bir araya geliş, örneğin, memurlar, öğretmenler, vb.. grupların örgütlenmesi, polisler açısından da gerekliydi. En çok da bu kesimin örgütlenmesi, kitleselleşerek, somut program ile sorunlarını ortaya koyması gerekiyordu. İşkence ile suçlanan, herkesin korkarak önünden kaçtığı, daha açıkçası, toplumsal olarak dışta tutulan bu kesim için; toplumsal dayanışma, ortak hareket, kitle içinde rahatça birlikte olma, vb.. nedenlerle bir örgütlenmenin boyutları ise oldukça zordu. Ama, mücadele içinde devleti bu açıdan zor duruma sokacak bir örgütlenme de gerekli görülüyordu. Ciddi bir çalışma yapılmaya başlanmıştı. Özellikle, Rizgarî (Kurtuluş)siyasal hareketi ile Dev-Yol (Devrimci Yol) arasında gerekli olan dayanışma, ortak hareket, teorik çalışmalar, vb.. ilişkilerle Pol-Der yapılandırıldı.

Aradaki ilkesel durum ve öneri üzerine, Genel Başkan Rizgarî sempatizanı biri ve etkin yöneticileri de Dev-Yol’dan olmak üzere, çalışmaları tamamlanan Pol-Der kamuoyuna açıklandı. Özellikle, Kürdistan bölgesindeki örgütlenme de, gerekli bazı açılardan etkin olmasalar da,yönetici birkaç unsur da Rizgarî sempatizanlarından oluştu.. Bir bildiri ile kamuoyuna deklere edilen Pol-Der, önce sessiz karşılandı, ama kısa sürede ses verdi ve tepkiler de gelmeye başladı..

Genel Merkez dışında Şubeler açılması ve

hızlı bir Kitleselleşme

Toplum Polisi, özellikle gençlik hareketlerinin ve kitlesel hareketlerin boyutlandığı bir dönemde oluşturulmuş ve görev olarak da, bu gösterileri dağıtmak, engel olmak önlerine koyulmuştu. Genellikle büyük şehir merkezlerinin tümünde konumlanmışlardı. Bu nedenle, örgütlenme olarak büyük şehir merkezlerinde şubeler açılmaya başlanmıştı. Çok kısa zamanda da kitleselleşmişti.

Özellikle, o dönemin devrimci hareketi olarak en kitlesel güç Dev-Yol’du. Gerek Üniversitelerdeki gösteri ve eylemlere ve gerekse, miting alanlarında, Dev-Yol çok büyük bir kitlesel katılım sağlıyordu. Rizgarî ise, Kürdistan’da ve Türkiye’nin büyük merkezlerinde teorik ve pratik bir güç olarak, yeni ve destek gören programla çalışıyordu.Hızlı bir kitleselleşme içindeydi. Bu iki gücün de desteğini alan Pol-Der, gerek Türkiye’nin şehir merkezlerinde ve gerekse Kürdistan’ın büyük şehirlerinde örgütlendi. Bu gelişme, devleti ve bazı güçleri çok şaşırttı, bir süre sonra Pol-Bir örgütlendirilmeye, toplum polisi ikiye bölünmeye, diğer alanlardaki gibi alışılmış iki taraf oluşmaya başladı.

Şunu da eklemek geekir ki, Pol-Der örgütlenmesi, ancak komiserler seviyesine kadar ilerleyebildi, daha üst düzeye, müdürler seviyesine çıkamadı. Zaten, gerek zaman ve gerekse karşı gelişmeler, daha kapsamlı bir örgütlenmeye el vermedi. Görevden alınmalar, başka yerlere nakil, vb.. uygulamalar, büyük engel yarattı..

Merkez ve şube yöneticilerine Eğitim

Pol-Der, genel merkezde ve açılan örgüt şubelerindeki yöneticilere, eğitim yapılmasına karar verdi. Özellikle o dönemler, bütün örgütlenmeler de teorik ve pratik bilgi eksikliği söz konusuydu. Tarihsel olarak, başka ülkelerdeki benzer örgütlenmelerdeki yapısal durum, süreç, özellikle Kürdistan sorununun hep gizlenmiş olması, vb.. nedenler, yönetici kadroların o dönem sınırlı da olsa, belli bir eğitim almalarını gerekli kılıyordu.

Yalnız bu alanda değil, tüm alanlarda, ciddi bir araştırma yapılarak ortaya konulmuş bilgiler de yok denecek kadar azdı. Olanlar da, eksik ya da yetersizdi.

Bu nedenlerle, özellikle toplumsal ilişkiler ve görev/sorumluluk gereği yöneticilerin, belli konularda bilgi sahibi olmaları gerekli ve zorunluydu. Olanaklar çerçevesinde, o günlerin elde edilmiş verileri ve yayınlarıyla, en azından kitle ile ilişkileri önde olan merkez ve şube yöneticilerinin eğitimlerine başlandı. Hem Rizgarî, hem de Dev-Yol merkez kadrolarından bazı unsurların aktif katılımları ile, olanaklar ölçüsünde eğitimler başlatıldı ve başarılı da oldu.

Pol-Der’in getirdiği kolaylıklar.

Afiş ve yazılamalarda, bilgilendirilme

Pol-Der örgütlenmesi, diğer meslek dallarındakinden daha geniş olanaklar yaratmıştı. Görevleri gereği, alanlara egemen olmaları nedeniyle, her eylemin önünde ortaya çıkmaları, daha önceden tedbir almalarını gerektiriyordu. Alanlarda, geliş/gidişleri kontrol etmeleri, oralardaki kendi adamlarından bilgi edinme ya da gösterileri provoke etme, dağıtma, vb.. nedenleri örgütlendirmeleri de temel görevleri arasındaydı. Elbette, mücadele perspektifi ve yapısal durumu gereği, onlar dışında daha üst polis görevlileri ve değişik üniteler sorumluları, muhbirler, vb..’nin de alanlarda, üniversitelerde, kapalı salon toplantılarında, vb.. yerlerde çalışmaları da etkileyici rol oynuyordu. Şurası açık, mücadelenin her alanında, direnişler boyutunda, tümden olmasa da birçok konuda Pol-Der’in varlığı, çok değişiklik getirmişti. Alınan bilgilerle, özellikle afişleme, pankart asma, yazı yazmalar, vb.. eylemler için, siyasal gruplar ya da onların görevlileri önceden gerekli tedbirleri alıyor ve başarılı da oluyorlardı. Örneğin, Eylem yapılacak alanlarda ya da yollarda, fakülte önlerinde, vb.. yerlerde; öncede edinilen bilgilerle Pol-Der dışı polis görevlilerinin, motorlu hazır polis kuvvetlerinin, vb.. unsurların olması nedeniyle afişleme, pankart asma, bildiri dağıtma, yazılama, vb.. yapılmıyor, gizleniliyordu.

Genellikle, Pol-Der etkinliği olan görevliler, gösterileri kuşatıyor, ama karışmıyor, eylemler bitirilebiliyordu. Hepsi olmasa da, çoğunluğu saldırmıyorlardı. Pol-Bir’in etkin olduğu görevliler ise tam tersi. Saldırıyorlar, her türlü provokasyonu yapıyorlardı. Görevli üst düzey sorumlularının durumu da benzer ve etkileyiciydi. Ama, aynı sorumlular ya da polis grubu, sağ göstericilere ya da bu yöndeki afiş asma, bildiri dağıtma, yazılama, vb..eylemlere göz yumuyorlardı. Görmezden gelerek ya da koruyarak oradan uzaklaşmalarını sağlıyorlardı..

İşkenceler, Ankara Em. baskını

Pol-Der’in varlığının en önemli yanlarından biri de, poliste yapılan uygulamalara karşı duruşu, hatta gücü oranında müdahalesiydi. Özellikle, siyasal nitelikli unsurların gözaltına alınmaları olayı sıradan bir şey değildi. Yaka-paça yerlerde sürüklenerek, dayakla götürülmeleri, çok rahatsız ediciydi. Ayrıca, götürüldükleri yerlerde yapılan işkence, susuz bırakma, yemek vermeme, dayak, yakınlarıyla görüştürmeme, vb.. olaylar, Pol-Der li polislerce engellenmeye çalışılıyor, başarılamazsa deşifre ediliyordu.

Bir keresinde, Dev-Yol’cu, Rizgarî’ci ve diğer gruplardan unsurların üniversite işgallerinde gözaltına alınmaları, çok tartışma yaratmıştı. Onlara, emniyette çok işkence yapılmıştı. Bunu haber alan Pol-Der’li bir grup polis, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün siyasal şube katına çıkmışlar ve protestoda bulunmuşlardı. Bu eylem son derece ses vermişti.. Devrimci gruplar olayı, Baskın olarak kamuoyuna açıklamışlardı.. 

Kısaca Sonuç olarak

Bugün gelinen yerde, Pol-Der’in ve o dönemki çalışmaların çok anlam ifade ettiği görülüyor. Özellikle, son dönem “İslami anlayış”a paralel olarak, tüm alanlarda olduğu gibi, Poliste de ilginç bir örgütlenme var. Muhalif olanlar, dayatılan davranış ve kuralları kabullenmeyenler, yaşam koşullarından tutun, terfi, tayin, vb.. birçok sorunla karşı karşıyadırlar. Her şeyin kullanılmasına açık bir ortam görülüyor. Polisin de, kendi sorunlarını gündeme getirme, haklarını alabilme, vb.. nedenlerle n azından örgütlenmesi, sendikalaşması zorunlu görülüyor. Yukarıdan beri açıklanan bütün nedenlerden dolayı, geçmiş süreçteki Pol-Der örgütlenmesi son derece tarihsel öneme sahip gözüküyor.

Redaksiyon lekolin.de

Facebooktwitterredditpinterestlinkedinmail

Schreibe einen Kommentar